Yarım asırlık lezzet aşkı

Şanlıurfa'da 8 yaşından itibaren çırak olarak lokantada çalışmaya başlayan Kadir Çoban, tam yarım asırdır kentin yöresel yemeklerini yapıyor. Kadınların bile yapmakta zorlandığı içli köfte ve mumbar dolması yapan Çoban, aşkla yaptığı mesleğini çocuklarına öğretiyor.

Müziği, kültürü ve Gastronomisi ile turizm kenti Peygamberler şehri Şanlıurfa’da yöresel yemeklere olan ilgi her geçen gün daha da artıyor. Kentin tescillenmiş Coğrafi İşaretli yemekleri bin bir zahmetle hazırlanıp misafirlere ikram ediliyor.

8 yaşındayken bir lokantada çırak olarak çalışmaya başlayan 60 yaşındaki Kadir Çoban, tam yarım asırdır mesleğini ilk günkü şevkle yöresel yemek geleneğini sürdürüyor. Ustasından yöresel yemek yapmayı öğrenen Çoban, şimdi bu geleneği yaşatmaları için çocuklarına öğretiyor.

TESCİLLİ YÖRESEL YEMEKLERİ YAPIYOR

Balıklıgöl platosunda yer alan Göller Mahallesindeki küçük lokantada kentin tescillenmiş yöresel lezzetlerinden olan İçli Köfte, Mumbar, Tirit, Meyhane Pilavı, Çorba ile Kelle -Paça yemekleri yapan Çoban, işini severek yapıyor.

Kentin yöresel yemeklerini yemek isteyen yerli ve yabancı turistler soluğu Kadir Çoban’ın lokantasında alıyor. Her gün binlerce yerli ve yabancı turistin gezdiği çarşıda tescilli yöresel yemek satışı yapan Çoban, mesleğini çocuklarına öğrettiğini söyledi.

50 YILDIR MESLEĞİNİ YAPIYOR

Yöresel yemek yapmayı ustalardan öğrendiğini ve bu geleneği gelecek nesillere aktarma çabası içerisinde olduğunu anlatan Çoban, ‘’50 yıla yakın bir zaman geçti, nasıl geçti bizde bilmiyoruz. Tam kalfa olduğum zaman 17-18 yaşındaydım, 8-9 yaşındayken başladım öyle devam ettiriyoruz. Şimdi ise bizim çocuklarımıza devam ettirmeye çalışıyoruz. Bizim Urfa yemeklerimiz bir gün içli köfte çıkarıyoruz, bir gün meyhane pilavı, bir gün tirit çıkarıyoruz. Tirit devamlı var kışın, kelle paçamız var. Bir gün bağırsak dolması çıkarıyoruz. Bir gün borani çıkarıyoruz Urfa yemeği olarak. Urfa yemeği olarak borani milli bir yemeğimiz. İçli Köftemiz öyle, kelle paçamız kuzudan olur hepsi bunları çıkarıyoruz. Bunun yanında fasulye yapıyoruz. Biz bunları yaparken biz bunları ateşte pişirmiyoruz. Biz bunu içimizdeki sevgiden pişiriyoruz. Yabancılar geliyor tadına bakıyorlar. Benim oğlanda 7 yaşından beri benim yanımda yetişiyor.”

“BABAMIN MESLEĞİNİ İLERİ TAŞIYACAĞIM”

İbrahim Çoban, ‘’Ben yaklaşık 7-8 yaşından beridir babamın yanındayım. Babamın yanında el becerisini öğreniyorum. Devam ettirmeye çalışacağım. Bu lezzeti ileriye taşımaya çalışacağım. Çömlek oluyor, tirit yapıyoruz. Tavuk haşlama günlük yaptığımız yemekleri ondan kapmaya çalışıyoruz’’

Lokantada yemek yiyen bir müşteri ise, “lezzetli yemekler, doktorlarında zaten tavsiyesi var soğuk algınlığına iyi geliyormuş. Onun için de yiyoruz. Lezzetli en lezzeti de bu olduğu için gelip yiyiyoruz. El lezzeti de olduğu için sürekli yiyoruz” dedi.