Urfalılar köşe başında kaybolan geçmişlerini arıyorlar!

Şanlıurfa'da eski geçmişlerini özleyen yaşlılar, içlerini döktü. Eskiye dönmek istediklerini söyleyen Urfalı yaşlılar 'O zamanlarda huzur vardı' dedi.

Hızla gelişen Türkiye’nin yanında hızla ilerleyen teknoloji her ne kadar hayatımızı kolaylaştırsa da insana duyulan ihtiyacı azaltma ve insanlar arası kopuşlara da neden olmaktadır.

Geçmişe duydukları özlemi mikrofonlarımıza anlatan Urfalılar eski dönemlerde huzur ve mutluluğun daha fazla olduğunu söylediler.

Sürekli geçmişe dönme isteği bir hastalık veya takıntı olmadığı gibi yaşlılık belirtisi de değildir. Hemen hemen her yaştan insana sirayet edebilecek olağan bir durumken Urfalı vatandaşlar her defasında geçmişlerine özlem duyuyor.

Geçmişe duyulan özlemlerini her defasında dile getiren Urfalı yaşlılar günümüz Urfa’sı ile bugünkü Urfa’yı kıyasladıklarını ve geçmişi Urfa’nın daha iyi olduklarının altını çiziyor.

“ŞEHRİN BÖYLE BÜYÜYÜP GELİŞMESİ OLUMLU OLDU”

Urfa’nın eskiden çok küçük olduğunu ve o küçük yerin içinde huzurun hâkim olduğunu söyleyen İsmail Küçükoğlu şu ifadelere yer verdi: "Eskiden Urfa'da 4-5 mahalle vardı şimdi ise Urfa çok büyüdü onun için Urfa'da çok değişiklikler oldu. Eskiden Karaköprü, Maşuk, Sırın bu taraflar yoktu şu an ise oralar başlı başına bir merkez oldu. Şehrin böyle büyüyüp gelişmesi olumlu oldu” dedi.

“ESKİDEN BAŞLIK PARASI VARDI ŞİMDİ O GELENEK AZALDI”

Gelişen şehir ile birlikte gelenek ve göreneklerde de değişikliklerin olduğunu aktaran Küçükoğlu, “Tabii gelenek ve göreneklerin yanında da değişiklikler yapıldı. Eskiden başlık parası vardı, şu an başlık parası çok fazla yaygın değil, eskiden verilen başlık parası yerine bugün geline ev yâda araba alınıyor. Eskiden 4-5 tane mahalle vardı o mahallede bulunan her evde 10-12 kişi yaşardı. Şimdi her evin içinde bir iki kişi oturuyor. İnsanlar artık yalnız yaşamaya alıştılar” ifadelerine yer verdi.

Günümüz ve geçmiş dönemdeki düğünleri karşılaştıran Muzaffer Toy, "Eski gelenek ve göreneklerimiz daha güzeldi, evliliklerimiz görücü usulü ile oluyordu. Kızın evine gidilir kız istenilir damat kızı evlendiği zaman görürdü, ama şu an ilk önce çocuklar tanışıyor ondan sonra aileler devreye giriyor. Şu anda gençler birbirini beğeniyor evleniyorlar ertesi gün soluğu adliyede alıyorlar ve boşanıyorlar” karşılaştırmasını yaptı.

“ESKİDEN EVİN İÇERİSİNDE KURU SOĞAN İLE EKMEK YEDİĞİMİZ ZAMAN BİLE MUTLUYDUK”

Daha sonra sözlerini şu şekilde sürdüren Toy, “Eski gelenek ve adetlerimiz daha güzeldi ben beğeniyordum. Misafirperverliğimiz daha güzeldi.  Bir odada 12 kişi yatıyorduk ama çok mutlu ve huzurluyduk. Ev dediğimizde tek oda ve salondan oluşan kubbe dediğimiz kerpiç evlerden oluşuyordu. Şu an günümüze baktığımızda 4 tane çocuğum var 4 tane odamız var her birisi bir odada yatıyor. Her birinin elinde de bir tane telefon ne annesinden haberi var ne babasından haberi var ne o evin içinde huzur var artık insanlar böyle yaşıyor. Tabii gittikçe de bu durum kötüye gidiyor. Bizler şu an bile geçmiş günlerimizi çok özlüyoruz. Şu anda tabii bolluk var, giyim var, gıda var her türlü fazlalık var fakat az önce dediğim gibi insanların içinde huzur yok, mutluluk yok. Eskiden bir evin içerisinde kuru soğan ile ekmek yediğin zaman bile keyif alıyordun ve mutlu oluyordun ama şu an soframızda her şey var fakat huzurumuz yok” şeklinde konuştu.

“AH O ESKİ URFA” 

Sosyal medyanın insanları birbirinden uzaklaştırdığını aktaran Müslüm Gezer, "Eskiden küçüklerin büyüklere bir hürmeti vardı bir saygısı vardı tabii bu günümüzde biraz azaldı. Giden bir otobüse bindiğimiz zaman birbirimizi gördüğümüzde yer verirdik. Şimdiki gençler ise oturduğu yerden telefonu eline almış üstünde duran yaşlı kişiye bakmıyor bile, sırf yaşlılar onu görsün de yer vermek zorunda kalmasın diye yani diyeceğim o ki saygı biraz azaldı. Bizim çocukluğumuzda mahalle aralarında çok çeşit oyun oynardık şimdi ben mahalle aralarına girdiğim zaman hiçbir çocuğun oyun oynadığını görmüyorum. Birkaç sene sonrasına bile dayanmadan biz bugün bile ah o eski Urfa diyoruz” diyerek geçmişe duyduğu özlemi dile getirdi.

“İHTİYACI OLAN BİRİNİN İHTİYACINI GİDEREMİYORSAM NEREDE KALDI BENİM İNSANLIĞIM”

Kısıtlı olan eski dönemin şartlarında insanların daha merhametli olduğunu söyleyen İbrahim Halil Bayuş, "Eski Urfa keşke olsaydı. Kimse kimseye bakmıyor kimse kimseyi tanımıyor bile, bugün eğer ben bir arkadaşımın, tanıdığımın bana ihtiyacı olduğunda ihtiyacını gideremiyorsam benim akrabalığım nerede kaldı. İnsanlar şu anda birbirlerinin işini görmemek için tanımamazlıktan geliyor. Eskiden para yoktu ama insanlık vardı” ifadelerine yer verdi.

 

Urfalılar köşe başında Şanlıurfa’da eski geçmişlerini Urfalı yaşlılar ‘O zamanlarda huzur vardı