Atatürk Barajı alarm veriyor

Kuraklık nedeniyle bu yıl Atatürk Barajında bir milyondan fazla küp su eksildi. Yağışların yetersiz olduğu Şanlıurfa'da stratejik ürünlerin bu yıl sıkıntı yaşayacağı öngörülüyor. Uzmanlar vahşi sulamanın terk edilip yerine damlama ve yağmurlama sistemine geçilmesini önerdi.

Kuraklık nedeniyle birçok yerde tohumlar halen filizlenmedi. Kuraklık nedeniyle geçtiğimiz günlerde hububat tarlalarının sulanması için 10 günlüğüne su bırakılmasına rağmen suyun olmadığı yerlerde ürünlerin heba olmasından korkuluyor. Meteoroloji verilerine göre son yılların en kurak mevsimi Güneydoğu Anadolu’da yaşanıyor. Şanlıurfa’da yaygın olarak sulu tarım yapıldığı bir bölge olmasıyla daha çok pamuk ve mısır gibi üretim yapılmakta. Sonbahar ve Kış mevsimin de yeteri kadar yağış düşmemesiyle hem de hububat ekinler için şimdi den suyun kullanması,  Atatürk barajında ki su seviyesini iyice düşmesine neden oldu.


“KURAKLIĞA KARŞI ÖNLEMLER ŞİMDİDEN ALINMALI”

Kuraklık ve su ihtiyacına karşı alınacak önlemler hakkında gazetemize değerlendirmelerde bulunan Şanlıurfa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Abdullah Melik, “Biliyorsunuz önümüzde yaz mevsimi var. Pamuk ve mısır sulu tarım ile yapılacaktır; ancak şimdiden kullanılan gölet suyu yaz mevsiminde yapılacak sulu tarımda su ihtiyacının karşılamamaya yol açabilir. Tabi bu şekilde devam ederse yetkililer bunun tedbirini şimdiden almaları gerekmektedir. Pamuk üretimi ülkemiz için stratejik bir ürün olduğu için oldukça büyük bir önem arz etmektedir.  Bölgemizde ve Urfa’da yetişen birçok stratejik ürün yetiştirilmektedir. Bunlardan pamuk, mercimek, buğday, arpasından tutun daha sayamadığım birçok ürün var. Hatta bunlardan biri de fıstık, Urfa’da yaklaşık yüzde 50 civarlarında fıstık yetiştirilmekte ve her ne kadar kurak iklimde yetişiyor desek de onlarında suya ihtiyacı var; bu nokta da biran önce yeteri miktarda yağışın yağması gerekiyor. Ancak yağışların etkili olmaması durumunda yetkilerinin biran önce bir takım tedbirler alarak çiftçinin üretimini devam ettirmesini sağlamalılar” dedi.

“KURAKLIĞI ENGELLEMEK İÇİN VAHŞİ SULAMANIN ÖNÜNE GEÇİLMELİDİR”

Melik, “Beklenen yağış yağmadığı takdirde yeni stratejiler bulunmalı, bu da önümüzde ki süreçlerde kuraklığa dayanıklı ürünler geliştirilmelidir. Bu durumda araştırma enstitüsüne çok iş düşmektedir. Bu konuda gelişim gösteren projeler oluşturmaları gerekiyor.  Kuraklığı engellemenin bir diğer örneği vahşi sulamanın kesinlikle yapılmaması gerekiyor. Çiftçilerimizin bunu yerine basınçlı sulama sistemleri kullanmaları lazım, damlama ve yağmurlama sulama sistemini kullanmaları lazım. Tabi çiftçi bunları kullanırken de enerji maliyetleri çok yüksek çiftçi bundan dolayı basınçlı sulama sistemi kullanmak istemiyor. Bunların neticesinde devletin de hükümetinde biran önce enerji maliyetlerini düşürmesi gerekiyor. Ancak bu şeklide çiftçinin aşırı sulamadan ve vahşi sulamada kaçındırılabilinir. Bu şekilde suyu daha düzenli ve daha tasarruflu kullanılacaktır ve bu da her çiftçinin yaz aylarında kullanacağı su ihtiyacını karşılaması noktasında katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.

“ÜRETİM OLMADIĞI ZAMAN DIŞA BAĞIMLI OLUYORSUNUZ”

Atatürk Barajında su yetersiz bir seviyede olduğunu kaydeden Melik, “Aldığımız bilgilere göre, Atatürk Barajının göl havzasında yaklaşık olarak bir milyon küp sudan daha fazla eksilme var. Kuraklık karşısında alınacak önlemler bu süre zarfında daha çok kuraklığa dayanıklı ürünler çeşitler geliştirilmeli ve çiftçilerin mağduriyetini biraz da olsa azaltamaya katkı sağlayabilir. Önümüzdeki yıllar bizi zor koşullar bekliyor. Türkiye’de ekonomik koşullar pekiyi değil, gübre, mazot, tohum fiyatlarını takip edemez duruma geldik. Çünkü bir ülkede üretim olmadığı zaman dışa bağımlı oluyorsunuz ülkemizin doları yurt dışına gidiyor. Türkiye’nin ciddi anlamda üretime yönelmesi lazım bütün arazilerin aktif duruma gelmesi lazım. Özellikle TGM’de devlet üretme çiftliklerin aktif hale getirmeleri gerekir ve halkımıza vatandaşımıza ürün tedarikini karışılması gerekiyor. Umarım önümüzdeki günlerde yeteri miktarda yağışlar yağar ve çiftçimizin de yüzü güler diyorum ”diyerek sözlerine son verdi.